Ulaştırma ve Altyapı
Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayan
ATLAS Projesi’nin Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu bir ulaştırma sistemi
oluşturmayı hedeflediğini belirterek, “Bu çalışma, Avrupa Birliği ile ulaştırma
alanındaki münasebetlerimizi ilerletme noktasındaki samimiyetimizin bir
göstergesidir. ATLAS Projesi, ulaştırma mevzuatını bütün yönleriyle kapsayan
ilk çalışma olması nedeniyle özel bir öneme sahip. Proje kapsamında
sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ilkeleri doğrultusunda ELIT adını verdiğimiz
bir mevzuat bilgi sistemini de hayata geçirdik. Bu sayede tüm ulaştırma
mevzuatına tek bir kaynaktan erişim sağlanabilecek.” dedi.
Ulaştırma
ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum
Sürecinde Türkiye’nin Ulaştırma Mevzuatının Analizi (ATLAS) Projesi’nin kapanış
töreninde konuştu. Bakan Uraloğlu burada yaptığı açıklamalarda, “Bu çalışma,
Avrupa Birliği ile ulaştırma alanındaki münasebetlerimizi ilerletme
noktasındaki samimiyetimizin bir göstergesidir. Aynı samimiyeti Avrupa
Birliği’nden de beklediğimizi ve yüksek düzeyli diyaloglar ile bu alanda
ilerleme kaydetmeyi arzuladığımızı belirtmek isterim.” dedi.
Bakan
Uraloğlu, daha müreffeh bir Avrupa için ulaştırma alanında Türkiye ve
Avrupa’nın iş birliğinde gerçekleştirilebilecek çalışmalara dikkat çekerek,
“Uluslararası taşımacılığın geliştirilebilmesi için karşılaştığımız
darboğazları giderecek alternatif güzergahları birlikte hayata geçirebiliriz.
Ülkemizin jeo-stratejik konumunun bize pek çok fırsat sunduğunu görüyoruz.”
ifadelerini kullandı. Uraloğlu, Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasındaki doğu-batı
koridorunda doğal bir köprü olduğu gibi Kafkas ülkeleri ve Rusya’dan Afrika’ya
uzanan kuzey güney koridorlarının da tam ortasında bulunduğunu belirterek,
“Ayrıca Tarihi İpek Yolu’nun devamı olarak büyük öneme sahip olan Orta Koridor
hattının kilit ve Avrupa’nın başlangıç noktası olarak çok etkili bir
konumdadır. Günümüzde gerçekleşen küresel ölçekli çalkantılar, yakın bölgemizde
yaşanan çatışmalar ve sonrasında ortaya çıkan demografik hareketlilikte
Türkiye’nin önemini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türkiye; Avrupa’yı
Asya’ya bağlayan Avrasya kuşağında merkezî bir duruma gelmiş, politik, güvenlik
ve ekonomik açılardan büyük bir rol ve önem kazanmıştır.” dedi.
“Türkiye ve AB Arasında
Ticaret Hacmi 2023 Yılında 210,3 Milyar Dolar Olarak Gerçekleşti”
Uraloğlu,
Türkiye’nin Avrupa için önemli bir ticari ortak olduğunun altını çizerek, “31
Aralık 1995 tarihinde Gümrük Birliği’nin ihdas edilmesi ile birlikte Türkiye ve
AB arasında büyük bir ivme kazanan ticaret hacmi 2023 yılında 210,3 milyar
dolar olarak gerçekleşti. Avrupa İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) uluslararası
ticaret verilerine göre de AB ülkelerine en fazla ihracat gerçekleştiren
ülkeler sıralamasında Türkiye 6'ncı sırada yer aldı. Tüm bu kapsamlardan
bakıldığında Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin derinliği ve iş
birliklerinin önemi gün gibi ortadır. Bu noktada az öncede belirttiğim üzere
uluslararası taşımacılık hususlarında karşılaştığımız darboğazları çözmek için
birlikte çalışmalıyız” diye konuştu.
“2002 Yılından Bu Yana
Türkiye’nin Ulaşım ve İletişim Altyapısına 277 Milyar Dolar Üzerinde Yatırım Gerçekleştirdik”
Bakan
Uraloğlu, Türkiye’nin 2053 vizyonu doğrultusunda, Asya, Avrupa ve Afrika
arasında artan uluslararası yük taşımacılığından mümkün olan en yüksek payı
almak için çalıştıklarını ifade ederek, “Uluslararası ulaştırma koridorlarının
kesişim noktasında bulunan ülkemizin lojistik bir merkez haline gelmesi için
altyapımıza büyük yatırımlar yapıyor, rekabet gücümüzü her geçen gün
artırıyoruz. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin ulaşım ve iletişim altyapısına
277 milyar dolar üzerinde yatırım gerçekleştirdik.” şeklinde konuştu.
“Orta Koridor ve BTK
Demir İpek Yolu Üzerinden Yük Trenleri Çin'den Türkiye'ye 12 Günde, Çin'den
Avrupa'ya İse 18 Günde Ulaşıyor”
Bakü-Tiflis-Kars
demiryolu ve Marmaray gibi dev yatırım projeleriyle Asya-Avrupa arasında Orta
Koridor üzerinden kesintisiz taşımacılık yapılabilmesini öncelediklerini ifade
eden Uraloğlu, “İzlemiş olduğumuz proaktif politikalarla dünya demiryolu
taşımacılığında kısa zamanda söz sahibi olan ülkemiz; BTK demiryolu hattının
hizmete girmesi ile Çin-Avrupa arasındaki demiryolu yük trafiğinde Orta
Koridor’un etkin olarak kullanılması olanağını sağlamıştır. Orta Koridor ve BTK
Demir İpek Yolu üzerinden yük trenleri Çin'den Türkiye'ye 12 günde, Çin'den
Avrupa'ya ise 18 günde ulaşıyor. Bununla birlikte, inşa halinde olan
Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattı ile Avrupa yakasındaki taşıma kapasitesi ve
hızını da artırıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden yeni bir demir yolu
hattı inşası ve Kars-Divriği demiryolu güzergahının iyileştirilmesi yatırımları
ile de Anadolu’daki kapasite artışlarını daha da arttıracağız. Ayrıca, Orta
Koridor üzerinde Türkiye'yi Azerbaycan’a ve oradan da Orta Asya’ya bağlayacak
yeni bir demiryolu bağlantısı olan Kars-Dilucu-Nahçıvan Demiryolu Projesi’nin
çalışmalarına devam ediyoruz. Yalnızca doğu-batı güzergahında değil, aynı
zamanda kuzey güney aksında da bağlantılarımızı güçlendirecek önemli projelerin
hayata geçirilmesinde öncü rol oynuyoruz. Kalkınma Yolu olarak adlandırdığımız
bu yeni güzergâh sayesinde Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta
Asya’ya bağlamayı hedefliyoruz.” dedi.
“Yük Taşımacılığında
Demiryolunun Payını 2053 Yılına Kadar Yüzde 5’ten Yüzde 22’ye Çıkarmayı
Hedefliyoruz”
Sadece
Türkiye’nin refahını değil bölgedeki komşu ülkelerin ve ticari ilişkilerin en
güçlü olduğu AB ülkeleri ve vatandaşlarının refahına da önem verdiklerini
söyleyen Uraloğlu, “Özellikle Türkiye-AB Mali İşbirliğimizin en önemli göstergelerinden
biri olan Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı kısa adıyla IPA vesilesiyle AB
kurumlarıyla birlikte birçok önemli projeyi hayata geçiriyor ve karşılıklı
deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Geldiğimiz noktada, ülkemizin de temel
önceliklerinden biri olan çevre dostu bir ulaştırma sisteminin tesis edilmesi
ve yeşil dönüşümün hızlandırılması için projeler geliştiriyoruz. Avrupa
Birliği’nin iklim değişikliği ve çevre kirliliği ile mücadele kapsamında
yürüttüğü politikaları yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Özellikle sera
gazı salınımının azaltılmasıyla çevre dostu bir taşımacılığın sağlanması
konusunda demiryolu taşımacılığının önemli bir yere sahip olduğuna inanıyoruz.
Bu doğrultuda, AB’nin karayollarında yapılan yük taşımacılığının yüzde 75’inin
demiryolu ve iç su taşımacılığına kaydırılması hedefine uygun olarak bizler de
yük taşımacılığında demiryolunun payını 2053 yılına kadar yüzde 5’ten yüzde
22’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bu anlayışla, ulaştırmadan kaynaklanan
emisyonların azaltılması hedefindeki kararlılığımızı ortaya koyan Türkiye’nin
Net Sıfır Emisyon Hedefi: Ulaştırma Yol Haritası projemizi de geçtiğimiz
haftalarda başlattık. Bu vesileyle, bugüne dek sürdürdüğümüz bu güçlü iş
birliğinin IPA III döneminde de artarak devam edeceğine olan inancımı ifade
etmek istiyorum.” diye konuştu.
“ATLAS Projesi’nin,
Ulaştırma Mevzuatını Bütün Yönleriyle Kapsayan İlk Çalışma Olması Nedeniyle
Özel Bir Öneme Sahip Olduğunu Düşünüyorum”
Bakan
Uraloğlu, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde birçok fasılda siyasi engellerle
karşılaşılsa dahi AB ile teknik iş birliğini en üst düzeyde sürdüklerini ifade
ederek, “Özellikle ulaştırma alanındaki iş birliği ve ilişkilerimizin siyasi
etkilerden uzak bir şekilde sürdürülmesinin karşılıklı çıkarlarımız açısından
her iki tarafa da kazanç sağlayacağına inanıyorum. Aday ülke olarak ulaştırma
altyapımızın geliştirilmesi için çalışırken AB ile hukuki anlamda gerekli
uyumlaştırmanın sağlanmasına da önem veriyoruz. Tüm bu gayretlerin sonucunda
emniyet, güvenlik, çevre ve sosyal konularda çağın gerektirdiği bir düzeyi
yakaladığımızı düşünüyorum. Mevzuat uyumu konusunda bugüne dek Bakanlık olarak
birçok projeyi hayata geçirdik. Ancak, ATLAS Projesi’nin, ulaştırma mevzuatını
bütün yönleriyle kapsayan ilk çalışma olması nedeniyle özel bir öneme sahip
olduğunu düşünüyorum. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan Türkiye Raporu’nda
da büyük bir önem atfedilen Projemizin, mevzuat uyumu anlamında tüm
sektörlerimize önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Sektörümüzün AB
Müktesebatına uyum noktasında; önde olduğu alanları daha da ileriye taşımasını,
farklılıklarımızın bulunduğu alanlarda ise önceliklerimizi gözeten bir
yaklaşımla AB’ye uyum sağlanması yönünde gayret göstermelerini temenni
ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Sürdürülebilirlik ve
Dijitalleşme İlkeleri Doğrultusunda ELIT Adını Verdiğimiz Mevzuat Bilgi
Sistemini de Hayata Geçirdik”
Çalışmaların
neticesinde gelecek dönemde mevzuat uyumuna yönelik atılabilecek adımları
içeren bir Mevzuat Uyum Stratejisi ve Eylem Planı da oluşturduklarını da
belirten Uraloğlu, “Proje kapsamında ayrıca, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme
ilkeleri doğrultusunda ELIT adını verdiğimiz bir mevzuat bilgi sistemini de
hayata geçirdik. Bu sayede tüm ulaştırma mevzuatına tek bir kaynaktan erişim
sağlayabilecek ve AB’ye uyum durumumuzu dijital ortamda güncel bir şekilde
takip edebileceğiz. AB’ye tam üyelik perspektifiyle hazırlanan raporlar
kapsamında önümüzdeki dönemde belirli öncelikleri gözeterek hangi
iyileştirmeleri yapabileceğimiz üzerinde çalışacağız.” dedi.
ATLAS
Projesi’nin tam anlamıyla başarıya ulaşabilmesi ve sürdürülebilir sonuçlar
ortaya koyulabilmesi için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ilgili tüm
birimlerinin katılımıyla her bir sektör için özel çalışma grupları kurarak
sonuçların takipçisi ve destekçisi olacaklarını kaydeden Bakan Uraloğlu
sözlerine şu şekilde devam etti:
“Türkiye’nin,
Avrupa Birliği ile birlikte, stratejik bakış açısıyla planlayacağı ve somut
çıktıları ile hayata geçirebileceği tüm yeni projelere açık olduğunu özellikle
belirtmek istiyorum. Unutmamalıyız ki, ulaştırma alanındaki iyileşmeler sadece
ulaştırma sektörünün hedeflerine değil, toplumlarımızın sanayi, enerji, ve
turizm gibi birçok alandaki hedeflerine ulaşmada önemli yer tutuyor. Bu
sebeple, ulaştırma alanında sağlayacağımız iş birlikleri pek çok alanda refah
düzeyinin ileriye taşınmasına katkı sağlayacaktır. Bu noktada AB ile eskisinden
daha etkin ve yapıcı bir iş birliğini hayata geçirmek için gerekli her türlü
adımı atmaya hazırız.”